top of page

MEDYA YANSIMALARI

SOSYAL MEDYA ARAÇLARI OLUMSUZ BEDEN İMAJINA YOL AÇIYOR

Genellikle başka bir alanda kendisini yeterli ve değerli hissetmeyen genç insanlarda beden üzerinden çekici olmaya yönelik çabalar ortaya çıkıyor.

Düşük benlik saygısının beden memnuniyetsizliği ile ilişkili olduğunu belirten uzmanlar, sosyal medya araçları dışında televizyon reklamları, müzik videoları, reklam panoları ve dergiler gibi geleneksel medyaya maruz kalmanın erkek ve kadınlarda olumsuz beden imajına yol açtığını vurguluyor. Uzmanlar, beden görünümü ile aşırı uğraş içerisinde olan ve sürekli olarak kendisini yetersiz bulan gençlerin uzman yardımı alarak bu duruma yol açan nedenleri araştırmalarını tavsiye ediyor.

Davranışlar kişiye göre değişiyor..

İnsanların sosyal yaşamda diğerleri tarafından kabul edilebilir olmaya ihtiyaç duyduklarını belirten Esma Uygun, “İçinde yaşanılan ortamda beklentilerin farklı olması nedeniyle farklı şekillerde kabul edilmeye yönelik davranışlar geliştiriliyor. Bazı genç gruplarda beden görünümü önemliyken, bazı gruplarda atletik olmak, akademik olarak başarılı olmak veya iyi arkadaşlıklar kurabilmek gibi ilişkisel anlamda özellikler öne çıkıyor. Bu nedenle birlikte vakit geçirdiğimiz kişilerden ve içinde yaşadığımız çevredeki insanların beklentilerinden etkilenmek kaçınılmaz oluyor.” dedi.

Kendini zayıf bulmayanlarda yeme bozukluğu görülebiliyor..

Uzman Klinik Psikolog Esma Uygun, diğer insanlar tarafından beğenilmek ve onaylanmanın ergenlik ve gençlik döneminde öne çıkan önemli gelişimsel ihtiyaçlar olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:

“Medya araçlarının bize sunduğu kadın ve erkek beden görünümleri, genç insanlar için nasıl görülmek istediğine yönelik bir motivasyon oluşturabiliyor. Genellikle başka bir alanda kendisini yeterli ve değerli hissetmeyen genç insanlarda beden üzerinden çekici olmaya yönelik çabalar ortaya çıkıyor. Kendimizi nasıl gördüğümüz ve nasıl görülmek istediğimiz arasındaki fark açık olursa benlik algımız ve benlik saygımız olumsuz etkilenebiliyor. Yapılan araştırmalar, kişinin kendi değerine ilişkin olumsuz değerlendirme yapmasının çeşitli psikolojik sorunları ortaya çıkardığını gösteriyor. Örneğin kendisini zayıf bulmayanlar genellikle yeme bozukluğu geliştiriyorlar. Düşük benlik saygısı bedeninden memnuniyetsizlikle ilişkilidir. Ortaya çıkan psikolojik sorunlar aslında benlik saygısını artırmak ve beden memnuniyetsizliğini azaltmaya yönelik çabaların bir sonucu oluyor.”

Gençler yaşıtları ile bedenlerini karşılaştırıyor..

Toplumdaki ideal bedene yönelik beklentilerin elbette kişileri etkileyeceğini belirten Uygun, “Bu durumda sadece bireyi suçlamak ve sorunu sadece sosyal medya ile ilişkilendirmek eksik olacaktır. Yapılan araştırmalar sosyal medya araçları dışında, televizyon reklamları, müzik videoları, reklam panoları ve dergiler gibi geleneksel medyaya maruz kalmanın erkek ve kadınlarda olumsuz beden imajı ortaya çıkardığını defalarca gösterdi. Sosyal karşılaştırma teorisi, insanların kendilerini başkalarıyla karşılaştırarak kendiyle ilgili değerlendirmeler yaptığını varsayıyor. Yapılan son araştırmalar, gençlerin yaşıtlarıyla beden görünümünü karşılaştırmaya eğilimli olduklarını gösteriyor. Beden algısı olumsuz olan kişilerin özçekim düzenleme, kozmetik ve cerrahi müdahalelere girişmeye yönelik davranışlarının sıklığının arttığı gösterildi.” dedi.

Gerçek dışı hedefler belirliyorlar..

Sosyal medya kullanımında siber zorbalığın da görünüm kaygısını artırdığına dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Esma Uygun, “Gençler, popülerliklerini artırmak ve siber mağduriyet olasılığını azaltmak için özçekimlerini düzenliyorlar. Bu anlamda sahte dijital kimliklerle sosyal medyada var olmak ve onay almak için nasıl görünmeleri gerektiğine dair gerçek dışı veya ulaşılamaz hedefler belirliyorlar. Bunun sonucunda beden memnuniyetsizliği ve depresyon ortaya çıkabiliyor.” ifadelerini kullandı.

Kendini yetersiz buluyorsa uzmana başvurmalı..

Uzman Klinik Psikolog Esma Uygun, ‘Sosyal medya kullanımının artmasının beden imajı bozukluğuna mı yol açtığını yoksa önceden var olan beden imajı bozukluğunun sosyal medyayı daha sık kullanmasına mı neden olduğunu söyleyemeyiz.’ dedi ve sözlerini şöyle tamamladı:

“Her genç sosyal medyaya maruz kaldığında olumsuz bir beden imgesi ve depresyon yaşamaz. Ancak buna eğilimli gençler için sosyal medya bir risk faktörüdür. Bu nedenle gencin sosyal medya araçlarını ne şekilde kullandığı önemlidir. Eğer bir genç beden görünümü ile aşırı uğraş içerisindeyse ve sürekli olarak kendisini yetersiz buluyorsa bir uzman yardımı alarak bu durumun nedenleri araştırılmalıdır. Sosyal medya kullanmak depresyona neden olur gibi bir neden sonuç ilişkisi kurmak yerine bunun sadece bir faktör olduğunu vurgulamak isterim.”

Supportive Friend

CİNSEL İSTİSMAR 

Cinsel istismar kişinin ruh sağlığını nasıl etkiler? Gelecekte hangi ruh sağlığı sorunlarına yol açabilir?

Kişinin ruhsal kapasitesinin kaldıramayacağı yoğunlukta her türlü yaşantı kişi için travmadır. Herhangi bir yaşantı birisi için travmatik etki yaparken diğeri için travmatik etki yapmayabilir. Bazı kişiler travmatik olarak yaşadığı olaylara karşı daha güçlü durabilir. Kişi maruz kaldığı durumla savaşacak kadar ve kendisini savunacak kadar güçlü değil ise ve kaçamıyorsa bu durum kişide travmatik etki yaratır. Kişi travmaya maruz kaldığında eğer kaçamazsa kendi bedeninden ve hafızasından kopuk hale gelir, bir nevi donup kalma halidir ve bu durum kişide ruhsal travma oluşturur. Bu nedenle ağır travmaları yaşayan kişiler, yaşadığı olayı başkası yaşamışve hiç etkilenmemiş gibi anlatabilirler.

Duygusal olarak hassas ve kendisini savunamayan kişiler travmatik yaşantılara karşı ruhsal olarak daha derin ve kalıcı olarak etkilenmektedirler.Cinsel istismar ve cinsel zorbalık her yaş döneminde kişiyi önemli ölçüde ruhsal olarak zedeleyen bir travmatik yaşantıdır. Küçük çocuklar cinsellikle ilgili durumu anlamlandıramadıkları için, erken cinsel uyarılma küçük çocuklar için önemli bir gelişim sorunu oluşturmaktadır.

           

İstismara maruz kalmış çocuklar veya yetişkinler çoğunlukla yoğun suçluluk duygusu ve utanç yaşarlar. Yaşadığı olayın kendi suçu olduğu ile ilgili düşünceler depresif olmasına neden olur. Güven duygusunun zedelenmesi nedeniyle insanlardan uzak, tedirgin ve öfkeli olabilirler. Kimseyle paylaşamadıklarında, yaşadığı durumu sağlıklı şekilde değerlendirememekte ve rahatlamak için alkol ve madde kullanımına sıklıkla yönelmektedirler.

Kendi kendini tedavi olarak uyuşturucu ve alkol kullanımı, çevredeki tehlikelerin farkındalığını azaltmakta ve riskli davranışlara girmelerine neden olabilmektedir. Utanç ve çaresizlik ile ilgili düşünceleri yoğun olursa intihar girişiminde bulunabilirler.

Cinsel istismara uğrayan kişilere nasıl müdahale edilmelidir?

Cinsel istismara maruz kalan kişi, utanç ve suçluluk nedeniyle yaşadıklarını saklama eğiliminde olur. Cinsel istismara maruz kaldığını anlatan bir kişi sakin bir şekilde dinlenmeli, yaşadıklarını anlatabilmesi için fırsat vermelidir. Cinsel istismar şüphesi veya cinsel istismar söz konusu ise emniyete başvurmaları ve gerekli değerlendirmelerin uzman eşliğinde yapılması sağlanmalıdır. Çocuk İzlem Merkezleri, alanında uzman kişiler aracılığıyla, süreci tamamen gizli tutarak istismar öyküsünü detaylıca değerlendirmekte ve gerekli hukuki işlemleri hızlıca yürütmektedir. Daha sonraki süreçte psikolog ve psikiyatrist eşliğinde bir süre takip edilmelidir.


Cinsel istismar çocuğu nasıl etkiler? Gelecekteki ruh salığı açısından risk faktörleri nelerdir?


Çeşitli araştırmalardan elde edilen sonuçlara göre çocukluk döneminde yaşanan cinsel istismar, beyin gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Çocuğun cinsel istismara maruz kaldığı yaş dönemi bu durumun ileri yaşlarda etkileri değişiklik gösterebilmektedir. Cinsel eylem ile ilgili bilgi sahibi olmayan ve cinsel istismarı anlamlandıramayacak bir yaş döneminde olduğunda genellikle ileri yaşlarda, cinselliği öğrendiği dönemlerde yaşadıkları deneyimin istismar olduğunu farkedebilirler. Ayrıca ergenlik ve yetişkinlik döneminde çeşitli duygusal ve davranışsal sorunların olduğu gözlenmektedir. Çocukluk çağı travmaları yetişkinlik döneminde sağlıklı kişilerarası ilişkiler kuramaması ile sonuçlanır. Güvensizlik ve suistimal edilme ile ilgili düşünce içeriği kalıcı ve olumlu ilişkiler kurmalarına engel olur. İstismara maruz kalan kişilerin hayata verdiği anlam bozulmakta, yalnız olma hissi, ahlaki değerlerle bağın kopması, umut etme, kendini ve diğerlerini sevme kapasiteleri bozulmaktadır.

Cinsel istismarla mücadelede çocukların bilgilendirilmesi konusunda neler tavsiye edersiniz? Aileler hangi önlemleri alabilir?

Öncelikle ergenlik öncesi dönemde çocukları, özel bölgelere yönelik dokunuşlara hayır demek konusunda eğitmek önem kazanmaktadır. Bedeninin özel bölgelerini 2 yaşından itibaren anlatmak gerekir. Özel bölgelerin onun alanı olduğunu, gerekirse anne baba izin verirse sadece doktorun temas edebileceği öğretilmelidir. Çocuk hem kendisinin hemde başkalarının özel bölgesine dokunmamayı ve bakmamayı öğrenecektir. Başkasının dokunmasına ve bakmasına izin vermemesi gerektiğini açıkça anlatmak gerekmektedir. Eğer kendi izni olmadan birinin teması olursa bunu ebeveynine anlatması gerektiği basit ve sakin şekilde anlatılmalıdır. 4-5 yaşlarında başkasının odasına girerken kapıyı çalmak, tuvalet ve duştayken, üzerini değiştirirken mahremiyeti öğrenmesi için rol model olunmalıdır.


Cinsel istismar aynı zamanda ergenlerin akran gruplarında sıklıkla görülmektedir. Kendi rızası olmadan cinsel eyleme ikna etmeye çalışma, zorlama, tekrar etmesi için fotoğraf veya video görüntüleriyle tehdit etme gibi cinsel zorbalığın ve tehtid aracı olarak sanal zorbalığın kullanımı son yıllarda oldukça yaygın şekilde karşımıza çıkmaktadır. Ailelerin, ergen çocukları ile cinsel ve sanal zorbalıkla ilgili olarak açık ve net şekilde konuşmaları gerekmektedir. Cinsel eylemlere ilişkin denemeler yaptıkları dönemde ergenlerin cinsel zorbalığa ve istismara açık olduklarını unutmamamız gerekmektedir. Ergenler, aileleri tarafından suçlu bulunacakları ve cezalandırılacakları düşüncesi ile cinsellikle ilgili yaptıkları denemeleri ve farkında olmadığı istismarı saklamaya çalışmakta ve cinsel zorbalık yapan kişinin tehditlerine boyun eğmek zorunda kalabilmektedirler. Cinsel istismara uğrayan kişilerin, utanç, korku ve suçluluk duygusu nedeniyle istismarı sakladığı ve istismara maruz kalmaya devam ettiği terapilerde sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Ailelerin ve öğretmenlerin, cinsel zorbalık ve cinsel istismarın ne olduğunu yaş dönemine uygun olarak çocuk ve ergenlerin eğitim sürecine dahil edilerek anlatmaları gerekmektedir.

bottom of page